Kelimeler; somut, elle tutulabilir, satın alınabilir nesneler olsaydı eğer eminim bugün çoğumuz en güzellerine, en değerlilerine, eşsiz ve sınırlı sayıda üretilmişlerine sahip olmak için çaba harcayacak; daha çok, daha iyi, daha gösterişli, daha nazik, belki daha şaşaalı kelimelerle konuşmak iç in uğraşacaktık. Oysa kelimeler doğduğumuz anda bize bilâbedel verilen, her yanımıza sonsuz bir ifade gücüyle saçılmış vaziyette bulunan, iç ine doğduğumuz, işte tam da bu yüzden hak ettiği ehemmiyeti göstermediğimi z değerlerimiz. Kelime Müzesi, dünyaya geldiğimiz anda yüzümüze ilk bakan kişinin söylediği ilk kelimeyle birlikte tanıştığımız ve ömür boyu milyonlarca kez duyduğumuz, söylediğimiz, yazdığımız, okuduğumuz ama çok da dikkat etmediğimiz kelimelerle yeni bir bağ kurabilmek için kuruldu. Bir gelinin duvağını, bir bebeğin yüz bezini açar gibi, terk edilmiş bir evin kapısını aralar gibi, eski fotoğraf albümlerinden tanıdık yüzler seçer gibi, kuru bir yaprağı iki parmağımız arasında ufalar gibi, bir yemeğin daha kokusundan içindeki baharatı bulmaya çalışır gibi, çok sevdiğimiz ama tam da hep bizimle olduğu için sevdiğimizi söyleme gereği duymadığımız insanların gözünün içine bakıp da sevdiğimizi söylermiş gibi bir dikkatle yaklaşın lütfen kelimelere. Hiçbiri yabancınız değil. Hepsi sizin. Hepsi bizim. Hepsi bizim kelimelerimiz. Bizim Dilimiz. Kelime Müzesi’ne hoş geldiniz.